Orta Asya Yer Adlarının Konya Yöresindeki Adaşları

Celalettin Erdoğdu

Celalettin Erdoğdu
07 Nisan 2008
9715 kez okundu.


        Sülek Yaylası : Aslında Ahırlı’nın yaylası olan Sülek’e, yetmişli yıllara kadar Erdoğan’lılar (Ahırlı İlçemize bağlı köy) da çıkardı. Sülek ve Sarot yaylasına, Manavgat’ın Hocalı (Hoca-ali ?), Sülek Yörükleriyle Bozkır’ın Köylüleri çıkar1. Sıraçlı ve Sülekli Türkmen Aşiretleri hep birlikte anılıyor2. Sülek Yaylası adı, bu Sülekli Aşireti’yle ilgili olmalıdır.

     Oğuz Kağan’ın buyrukçusu (veziri) Kara Sülek’ti. Oğuz  Kağan, onu bütün ulusun yurtçusu yapmıştı. Yurtçu bir ilden ötekine göçülürken Türk boylarına öncülük eden “kondurucu” ve “yerleştirici”lere denir3. Demek Torosların yörükleri Oğuz Kağan Destanı’na yabancı değillerdi! Orta Asya’da Sulek adında bir dağ da var. Bu dağ İrtiş’in kolu Ob’un Kuznetskiy Alatav’dan (Aladağ) çıkan Çulum suyunun Kuzeydeki kolunun yamacındaki dağın adıdır. Burada yaklaşık 400 x 200 metrelik bir kaya üzerine serpiştirilmiş Türk runik alfabeli yazıtlara, üzerinde bulunduğu dağ nedeniyle “u” harfiyle “Sulek Yazıtları” denilmiştir4.

                 Eski Orta Asya Türkçesi’nde “sü/su” “er, asker” anlamında kullanılırdı. Osmanlı döneminde kullanılan “su-başı: kaymakam, yüzbaşı” ve bu gün kullandığımız “su-bay” aynı köktendir. Buna göre sülek; erce, askerce, ordulu, askerli anlamına gelmiş olmalı. Bir Türkmen Türküsünde Sülek Yaylası şöyle anlatılır2: 

                “Alacabelinden aşar Süleğin yolu

                  Dipsiz gölde biter şu ipar gülü

                  Sene vardım, sene derim Ildızlı Dağı

                  Hep güzeller üstüne çekilip gelir

                  Tülülerin önü ala beşikli

                  Göktepe’ye sahraya dökülüp gelir

                  Yasıl ölen Göktepe, ay yasıl

                  Hep güzeller üstüne çekilip gelir

                 Üstü ala beşikli mayalar bütün sahraya dökülüp gelir

                  Gelesandra’yla Gurucadır şu Dağların eteği

                  Yenibazar’la Göktepe güzeller yatağı

                  Susambelinin yolları enerdir daşdır

                  Ağlamış ağlamış gelinler gızlar da gözleri yaştır

                  Ölüm Allahın emri ay sevdiğim

                  Ayrılık güçdür ay hey hey

                  Aman Beymuarı (Beypınarı) gürleyip çıkar

                  Gatran oluğu harlayıp akar

                  Gelinler Gızlar durmuş seyrine bakar.”    

(İpar/Yipar: Güzel kokulu bir çiçek; misk. Toroslarda Geyik ve Tanrı Dağları’yla Dipsiz gölde biter.

Tülü (deve): iki hörgüçlü puğur ile Arap cinsi dişi deveden olan deve. 

Yasıl:  Yaslı(?)

Maya <Far. Maye: dişi deve

Ener: Çukur, engebeli?

Gelesandra / Gelesandros < Dalisandes: Ermenek’in 15 kilometre kadar güneydoğusunda, Ermenek Çayı’na kuzeyden katılan bir ırmağın birleştiği yerde Dalisandes adında eski bir Roma kenti var. Beyşehir’in doğusundaki  şimdiki Fasıllar’ın eski adı da Dalisandos-Dalisa’dır.

Gatran < Katran: Sedir ağacı 

     Aladağ: Bu gün Hadim’in bir bucağı bu adı taşır. Ayrıca Orta Toroslar’da Bolkar Dağlarının doğusundaki Aladağlar Anadolu’daki Aladağların en önemlilerindendir. Orta Asya’da bir çok Aladağ vardır. Bunlardan biri bu günkü Kırgızistan sınırları içinde bulunan Issıg-Göl’ün (Issıg-Kul) batısında, Fergana Vadisi’yle Bişkek (Frunze) arasındaki Kırgız Aladağı’dır. (Talas Aladağları). Öteki de, bu günkü Kazakistan sınırları içinde bulunan Balkaş Gölü’ne dökülen Yedi-Su Bölgesi’nin güneydoğusundaki Çungar Aladağı’dır. (Cungar Alatau). 

     Arkıt: Selçuklu ve Osmanlı çağlarında, Konya-Eskişehir güzergahı üzerinde Ilgın-Akşehir arasındaki hanlardan birinin adı Argıt-Han’dı. Argıthanı bu gün Ilgın’a bağlı bir bucaktır. Manas Han’ın yurdu, Talas ve Narın Havzası’ndaki Çatkal ve Talas dağlarının güney yamaçlarından çıkarak Balkaş Gölü’ne dökülen ırmaklardan biri üzerindeki beldelerden birinin adı da Arkıt’tı. Özbek boylarından birinin adı da Argıttır. Arkış eski Türkçe’de Kervan/cı, haberci demektir3; 5;  6. 

     ...Senir... :  Kara Senir adına Konya’nın ilçelerinden (şimdiki adı Güneysınır) Çumra ve Bozkır’a bağlı iki köy (bu köyler idari yönden birleştirilip Güneysınır adıyla ilçe statüsüne kavuşturulmuştur) ile Amasya ve Burdur merkez ilçelerine bağlı iki köyde rastlıyoruz. Bir de Isparta’nın Senirkent ilçesi var. Orta Asya’da Kara Senir, Kem (Yenisey) ırmağına dökülen Kemçik Çayı kıyısındaki Göktürk yazıtında geçiyor. Kaşgarlı da, Barsgan Yöresi’nde aynı adda bir yer olduğunu bildiriyor. Senir / Senğir Türkçe’de dağın ucu, çıkıntısı; iki dağ arasındaki sırt demektir7;  8.  

     Sapran/Sabran/Sebre/ => Sopran? Bozkır’ın köylerinden, adı 1960 yılında Bağyurdu’na çevrilen Sopran. XI-XIII. Yüzyıllarda Seyhun Nehri vadisindeki Oğuz şehirlerinden birinin adı da Sabran’dı8. Eğer bu bir ses benzeşmesinden ibaret bir rastlantı değilse, köyü kuranların geldikleri yerin bir işareti olabilir. 

     Taş-Kend: şimdi Konya’nın bir ilçesi olan Taşkent, Özbekistan’ın başkenti, tarihi Taşkent’in adaşıdır. 

     Düşenbe: Osmanlı çağında Alaiye Sancağına bağlı olan Düşenbe Kazası Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’nin adaşıdır9.  

     Balgusan: Korkuteli’nin üstündeki yaylalardan biriyle, Ermenek Yöresi’ndeki Balgusan; Uygurların tarihi Kara Balgasun kentinin anısını yaşatmış olmalıdır. 

     Göksu, Aksu, Seyhan, Ceyhan: Toroslar’dan çıkıp Akdeniz’e dökülen bu akarsular Doğu Türkistan ve Maverâ-ün-nehr’deki adaşlarının adını taşırlar. Aksu doğu Türkistan’daki bir kentin de adıdır. Aral gölü’ne dökülen Seyhan bu gün Kazakistan’ın, Ceyhan da Özbekistan’ın sınırları içindedir. 

     Serik: Antalya’nın bir ilçesi olan Serik, Uygur Türkçesi’nde sarı anlamına gelir. Serik’e ilk yerleşenler, belki de Uygur Türkleriydi10.  

     Muz: Ermenek’e bağlı Muz Vadisi Köyü’nün adı Doğu Türkistan’daki Muzarat, Muz Davan, Muz Tarla’yı çağrıştırıyor. Muz eski Uygur Türkçe’sinde «buz» demektir. 

     Balk(h)an Dağları: Orta Toroslar’daki, Balkan Dağları, Destanda Oğuz Kağan’ın kışlak olarak kullandığı Balkhan Dağları’yla aynı adı taşır. Bu adın yöreye egemen olmuş olan Karaman-Oğulları çağında ortaya çıkmış olması olasıdır. Çünkü Karaman-Oğulları, Anadolu’ya gelmeden önce Amuderya yakınındaki İlyalık’ın (Bu günkü Köhne Ürgenç’le Ürgenç Arasında) batısında ki Balkhan Dağları’nda yaşıyorlardı. Balk(h)an Dağları bu günkü Türkmenistan sınırları içindedir10; 11.

     Barçın ... : Korkuteli’nin üstündeki Anamas Dağları’nda bir Barçın Yaylası vardır. Maveraünnehir’de Karaçuk Dağları’nın batı eteğinde, Seyhun’un Aral’a yaklaştığı bölümünde bulunan bir Oğuz Kentinin adı da Barçınlıg Kend’di. Burada yaylayan Türkmenler, oraya Türkistanda yaşadıkları şehrin adını vermiş olmalılar. Barçın eski ve orta Türkçe’de ipekli, kadife kumaş demektir2; 6; 7; 8.  

     Hocendi: Yavuz Sultan Selim çağında (1512-1520) Konya-Aksaray yolu üzerinde, Obruk’la Sultanhanı arasında bulunan atçeken kazası Hocendî’nin  bu günkü Özbekistan’da Seyhun kıyısındaki Hocend, (Hudsand / Hodzhend)  şehriyle ilgili olduğu anlaşılıyor12. Bir de Karaman Oğlu Mehmet Bey (öl. H. 824/M. 1424) çağında Özbekistanın Hocent Kentinden gelerek Belviran’ın Kuzviran (Kuzören) köyüne yerleşen, Şeyh Hocenti Hazretleri vardır13. 

     Hotan / Hoten: Gene Yavuz Sultan Selim çağında (1512-1520) Karaman’ın kuzeydoğusundaki Akça Şehir’e yakın bir yerdeki Konya Sancağı nahiyelerinden Derbend-i Hotan da, Doğu Türkistan’da Yarkent’in güneydoğusundaki suyla aynı adı taşıyan Hotan şehrinin adaşı olmalı. 1276 yılından önceki Ermenek sübaşısı Bedreddin İbrahim de Hoten’li bir kadı’nın oğluydu12. 

     Tanrı Dağları: Taşelinde, Taşkentin batısındaki Belenyurt beldesinin Kuzey-batısında bulunan Tanrı dağı da (2408 m.) Issık Kul’un (Isınmış, sıcak Göl) güneyindeki tarihi Tanrı Dağları’nın anısını Yaşatmış olmalı1. 

     Kulu: Konya’nın İlçelerinden Kulu’nun adını, Yakutistan’dan Kuzey Denizi’ne dökülen Koluma Nehri’ne katılan bir suyla, aynı adı taşıyan bir şehrin adında görüyoruz. Bu bir rastlantı sayılabilse de, Türk coğrafyasının yayılma alanını göstermesi yönünden ilginçtir.

Kaynakça

  1-Bilal Erdek, Bütün Yönleriyle Korualan (Gezlevi), Konya: Güney Ofset, !998, s. 3, 82, 83, 90

  2-Mehmet Eröz, Yörükler, İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 1991, s. 52 n. 2, 3; 88 n.   

     1; 89 n. 2

  3-Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi (Kaynakları ve Açıklamaları ile Destanlar), Ankara: Türk

     Tarih Kurumu Yayınları, 2. b. 1989, s. 523, 633

  4-Leonid R. Kızlasov-İgor L. Kızlasov, Sayan-Altay Türkleri’nin Yeni Runik Yazısı, Çev.

      Muvaffak Duranlı, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı, Ankara: TDK Yayınları, 1994, s. 85-136

  5-Konya İl Yıllığı 1967, s. 78

  6-Ahmet, Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, 3. b., İstanbul:Enderun Kitabevi, 1993,

      s. 2, 13, 22

  7-Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügat-it Türk Tercümesi, Besim Atalay, Ankara: TDK Yayınları,

       1986, III. s. 360, 362; IV. s. 69, 505

  8-Faruk Sümer, Eski Türklerde Şehircilik, Ankara, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek

      Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları VII. Dizi-Sa. 137, 1994, s. 79, 80, 87, 88

  9-Cevdet Türkay, Oymak, Aşiret ve Cemaatler, s. 195, 252

10-Mecit Doğru, Kafkasya ve Türkistan’ın Hâlâ Toroslarda Yaşayan Kültürü, Uluslararası

      Folklör ve Halk Edebiyatı Kongresi, 26-28 Ekim 1984 Kongre Bildirimleri, Hazırlayan Feyzi

      Halıcı, Konya Kültür ve Turizm Derneği Yayınları, Ankara: Güven Matbaası, 1985, Cilt I, s.

      97, 495-497

11- A. Zeki Velidî Togan, Umumu Türk Tarihine Giriş, 3.b. İstanbul: İstanbul Üniversitesi

      Edebiyat Fakültesi Yayınları No. 1534 (Enderun Yayınları 7), 1981, s. 320

12-Faruk Sümer, Türklerde Atçılık ve Binicilik, İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı,

     1983, s. 28, 29 n. 107, 34

13-Ahmet  Şeref Ceren, “Konya Alibeyhöyüğü Kuzviran (Kuzören) Şeyh Hocenti Zaviyesi

    Vakfiyesi” Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 5 (1999), s. 171

Yorumlar

hsn aktuna hsn aktuna
2008-07-02 20:14:41

Araştırma ve paylaşım için teşekkürler.

AliRizaOzaslan AliRizaOzaslan
2008-10-04 18:11:16

bilgilendirme,paylaşma adına şükranlar Bozgır’lım..

Yorumlar Kapalı
 

Son Yorumlar

@Hüseyin Ali KINAÇ "Caminizi 25.03.2012 tarihinde gezip görmek nasip oldu.Gerçekten çok güzel bir..." devamı
@şevket "Yazı başka güzel,Kışı başka güzel bu Bozkır neden bu kadar güzel." devamı
@mehmet "Bozkırımızda bu tür faliyetlerin olması bir bozkırlı olarak gurur verici.Kan..." devamı

Yeni Katılanlar

imparator
ummuhan
konya42
alimeyre60
ahmet
sinan
kocatepe
alis
delikurt
macarlar

bozkir.net

Sitemizin içeriği Creative Commons 3.0 ile lisanslanmıştır.
İçeriğimizin yazarlarımız tarafından üretilen kısmı, ticari amaçlar haricinde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Sitemiz hakkında detaylı bilgi için Hakkımızda bölümüne bakabilirsiniz.

RSS - Facebook - Twitter