Adım Mehmet, Soyadım Şehit

Ali Ulvi ÜLKER

Ali Ulvi ÜLKER
30 Ağustos 2011
4910 kez okundu.


Uzun zaman önce fikir semalarımdan yeryüzüne doğru dökülüp dağılan harflerimin
yokluğundan düşüncelerimin hece evleri, kelime ve cümle evleri kilitli kalmıştı. Lakin evladı
toprağa düşürülmüş ana ve babaların, eşleri şehit edilmiş bacıların, Mübarek Şehitlerimizin
yadigârı gözü yaşlı yetimlerin, sabır timsali Aziz Milletimin yürek yangınlarından, ahlarından,
yeryüzüne dağılmış olan harflerim; bulundukları yerden kalkarak düşünce mekânımdaki
evlerine birer birer döndüler. Harflerimin fikir vatanımda meydana getirdiği birlik ve
beraberlikten de güç doğdu, aşağıdaki yazı ordusu meydana geldi.

2011’in Ağustos ayında milli ve manevi hayatımız bütünleşti adeta. Ağustos ayının ilk
gününden son gününe kadar Ramazan-ı Şerif’i, içindeki bin aydan daha hayırlı bir gece olan
Leyle-i Kadir’le birlikte idrak ettik. Manevi hayatımız ziyadesiyle bereketlenip feyizlendi.
Tarihimizdeki çok önemli olan milli günler de yine hep Ağustos aylarında meydana gelmiş
ve Allah tarafından necip Milletimize büyük ve önemli zaferler ihsan edilmiştir. Bunlardan
bazıları; 1 Ağustos 1571 tarihindeki Kıbrıs’ın Fethi, 11 Ağustos 1473 tarihindeki Otlukbeli
Zaferi, 23 Ağustos 1514’deki Çaldıran Zaferi, 23 Ağustos 1921’de Sakarya Meydan
Savaşı’nın başlaması, 24 Ağustos1516 tarihindeki Mercidabık Zaferi, 26 Ağustos 1071
tarihindeki Malazgirt Zaferi, 26-30 Ağustos 1922 tarihlerindeki Büyük Taarruz olarak
sayılabilir.

Kökü mazide olan Türk Milleti, dâhili ve harici bedhahlarına rağmen atiye doğru
gitmektedir. Bu ebed yolculuğunda Türkiye’nin varlığını istemeyen ve üzerinde yaşadığımız
coğrafyayı ele geçirmek isteyenler, ülkemiz üzerine oynadıkları oyunları sırayla uygulamaya
koymaktadır. Bu oyunlara geçmişte olduğu gibi, günümüzde de bütün heybetiyle karşı koyan
Mehmetçiklerimiz sayesinde, üzerinde yaşadığımız topraklar düşmana teslim edilmemiş,
yurdumuzun batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine kadar santim santim her karış
toprağına Şehitlerimizin mübarek kanları düşmüştür. Türkiye’de Şehidi olmayan ev var mıdır
acaba? Çanakkale’de, Yemen’de, İstiklâl Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta ve iç güvenliğimizi
sağlarken Şehit olmuş, akrabası olmayan hane var mıdır? Elbette yoktur. Bunun bir yansıması
olarak günümüzde her köyümüzde, her mezarlığımızda belki bir, belki daha fazla Şehidimizin
mezarı vardır.

Bugün de, ihanet ve şer odaklarının, satılmış ruhların ülkemiz üzerindeki kötü
emellerine, bu nafile çabalarına dur diyen yine Mehmetçik olmuştur, olmaya da devam
edecektir. Yurdumuzun her karış toprağındaki Mehmetçiklerimizin kanları, Şehitlerimizin
mübarek ve manevi varlıkları, bu nafile çabaları elbette boğmaya yetecektir. Çünkü bu Aziz
Millet Asker’inin adını Mehmet, soyadını da Şehit koymuştur.

“Asırlardır hep vatan uğruna,
Siper olduk, düşman kurşununa,
Yazılmıştır vatan toprağına;
Adım Mehmet’tir, soyadım Şehit.

Albayrağımın rengi kanımdan,
Vatanıma can verdim canımdan.
Milletim beni tanır adımdan;
Adım Mehmet’tir, soyadım Şehit.”

Evet, adını doğuştan Mehmet, soyadını da Şehit koyduğumuz yiğitlerimizi; vatanımız,
milletimiz ve hürriyetimiz uğruna Şehit olan Mehmetçiklerimizi, bir hilal uğruna, cennet
vatanımız Türkiye'yi cehennem yaptırmamak uğruna toprağa düşürülmüş, adı Mehmet, soyadı
Şehit olarak gönüllerimize isimleri nakşedilmiş kahramanlarımızı, Peygamber aguşundaki
Aziz Şehitlerimizi manevi günlerin doruklara ulaştığı bu günlerde ve sonraki günlerde
yâd etmek gereklidir. İmkânı olanlar mutlaka Çanakkale Şehitliğini, İstanbul Edirnekapı
Şehitliği’ni ziyaret etmeli, imkânı olmayanlar İl, İlçe, kasaba ve köylerinde bulunan
Şehitliklere ve Şehit mezarlarına giderek dua etmeli, en azından şehitlerimize bir Fatiha
okunmalıdır.

Bu ziyaretlerimize sadece Şehitlerimiz değil, Şehitlerimizin hemen yanı başında
hüzünlü bir şekilde duran Türk Bayrağımızın da sevindiğini göreceksiniz. Şehitliklere
yapacağımız ziyaretlerle Türk Bayrağımızın hüznü sevince dönüşecek ve bir yerlerden aniden
esiveren meltemlerle Bayrağımızın şanlı şanlı dalgalanmaya başladığını göreceksiniz.

Bununla birlikte dini ve milli bayramlarda Gazilerimiz ile Şehitlerimizin aileleri
ve yetimleri de unutulmamalı, onlar da ziyaret edilip, hal ve hatırları sorulmalı, gönülleri
alınmalı, yalnız olmadıkları onlara hissettirilmelidir. Bunlar bizim; adı Mehmet, soyadı
Şehit olanlarımıza yapmamız gereken, onlara layık oldukları şekilde davranmakla mükellef
olduğumuz vatandaşlık görevimizdir, milli hasletlerimizdendir. Bu topraklar üzerinde
hür olarak yaşamamızı sağlayanlara bu minnet borcumuzu ödemek gereklidir. Maddi
kaybımızın hiç olmayacağı, ama manevi kazancımızın sayılamayacak kadar çok olacağı bu
ziyaretlerimizin bundan sonra bir alışkanlık haline getirilmesi temennisiyle; 2011 yılı Ağustos
ayının 30. günündeki 30 Ağustos Zafer Bayramı ile Ramazan Bayramınızı kutluyorum, bu
Bayramların milli birlik ve beraberliğimize vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Görüş Yaz
Üye girişi yapmamışsınız. Yazdığınız yorumlar yönetici onayından sonra yayınlanacaktır.
Yorumunuzun hemen yayınlanması için üye girişi yapınız.
 

Son Yorumlar

@Hüseyin Ali KINAÇ "Caminizi 25.03.2012 tarihinde gezip görmek nasip oldu.Gerçekten çok güzel bir..." devamı
@şevket "Yazı başka güzel,Kışı başka güzel bu Bozkır neden bu kadar güzel." devamı
@mehmet "Bozkırımızda bu tür faliyetlerin olması bir bozkırlı olarak gurur verici.Kan..." devamı

Yeni Katılanlar

imparator
ummuhan
konya42
alimeyre60
ahmet
sinan
kocatepe
alis
delikurt
macarlar

bozkir.net

Sitemizin içeriği Creative Commons 3.0 ile lisanslanmıştır.
İçeriğimizin yazarlarımız tarafından üretilen kısmı, ticari amaçlar haricinde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Sitemiz hakkında detaylı bilgi için Hakkımızda bölümüne bakabilirsiniz.

RSS - Facebook - Twitter