SÖZÜM MECLİSTEN İÇERİ. 13 Yıl önce (11 Nisan 2011 16:26)

Beni tanıyan yahut yazılarımı,  fotoğraflarımı  görenler bilir ki ben doğayı,  tabiatı,  gezmeyi çok seven birisiyimdir.  Bu sebeple her gezdiğim yeri sizlerle paylaşmaya çalıştım.  İstedim ki memleketimizin ne kadar güzelliği varsa hepsi tanınsın bilinsin.  Ve malumunuz Bozkırda ki Asar Tepe ben ve dostlarımın Bozkırı  seyreyleyerek piknik yaptığımız yegâne mekânımızdır. 

Asar Tepeyi cazibeli kılan belki Bozkıra hâkim bir nokta oluşu,  belki şirin bir tepecik oluşu yahut mağrur yalnızlığı.  Öyle veya böyle beni ve insanları  cezbeden bir yer.  İstedim ki burası  daha cazibeli olsun.  Adına tezat olan Bozkır gibi yemyeşil olsun.  İstedim ki bunda bütün Bozkırlıların ve dahi Bozkırdan ekmek yiyenlerin Bozkırda DİKİLİ  BİR AĞACI OLSUN.  Gerisini biliyorsunuz proje hazırladık,  duyuru yaptık,  kamuoyuna sunduk.  Ve fidan dikim tarihi olarak 10-04-2011 Pazar gününü  belirledik.

Benim içimi sardı  bir heyecan.  Hayal ettim.  Onlarca fidanın kuru toprakla buluşup can bulacağını,  Bozkırın buna sahip çıkacağını,  fidanların büyüyüp ağaç  olacağını  Bozkırda yemyeşil bir tepeciğimizin olacağını,  insanların yıllar sonra da olsa bile ailesiyle çoru çocuğu ile ferah bir nefes almaya geleceğini hayal ettim.  Dikilen mahleplere konan kuşların cıvıltısını,  çamların rüzgârla olan dansını… 
O gün geldi çattı.  Cumartesi sabahı  zor ettim desem yalan olmaz.  İçimde yeni canların kıpırtısı.  ‘’Sabah fidan dikiminde halkımızdan,  bu fidanların altında gölgelenecek olan halkımızdan on onbeş  kişi gelir,  belki o insanları  görenler bir fidanda biz dikelim der biranda sayımız çoğalır elbirliği ile fidanları  dikeriz’’  diye hayal kurdum.  Sabah 09:30 da fidanları  Asar Tepeye taşıdık.  Saat 10:05 de memleketin dört biryanından Ankardan,  Hatay’dan gelen öğrenci arkadaşlar geldi.  Gelenlerden bayan sayısı  da azımsanmayacak kadar vardı.  Yalan yok bayan kardeşlerimizin çalışamayacağını  düşünmüştüm ki kısa sürede arkadaşların azimli çalışması  yanlış  düşündüğümü  anlamamı  sağladı.  Ben hala bekliyorum üç  beş  kişi de olsa görüp yardıma gelir,  camiden çıkan cemaat gelir ‘’  sadaka-i cariye niyetine üç  beş  fidan diker diye…  Sonra aşağılardan bir kişi geldi.  Ne kadar mutlu oldum.  Bir kişi dahi olsun gelmişti davetimize icap etmişti,  kırmamıştı  bu gençlerin hevesini.  Hışılaya hışılaya da olsa çıkmıştı  o tepeden yukarı…
O gün başka hiç  kimse gelmedi.

Ama hala umudum vardı.  Gazeteye,  internete,  her yere Pazar günü  dikeceğiz diye duyurduk.  Yarın muhakkak katılım olur.  Hiç  kimse gelmezse özel olarak davet ettiğimiz mülki amirlerimiz gelir,  ee onları  gören birkaç  kişi daha gelir elbirliği ile hayırlısı  ile biter bu iş.
Pazar günüde gücümün tükendiği son ana kadar.  Sakladım bu umudu.  Ama gelen olmadı.  Ya 8000 nüfuslu ilçede 10 kişi dahi olsun yok mu toprağını  seven,  ilçesine hizmet etmek isteyen.  Gençlere destek olmak isteyen…  Yokmuş…  Hüsranım yorgunluğumu daha da arttırdı.  Kolay değil cumartesi üniversiteli arkadaşlar hariç  Bozkırlı  olarak 4 kişi onlarca çukur kazdık taşlı  kayalı  toprakta.  Pazar günü  ise 5 kişi çalıştık.  Ve bu insanların her biri eline kazma küreği ayda yılda bir alan insanlardı.  Yorgunluk,  hayal kırıklığı…

Bizim diktiğimiz fidanların belki çok az kısmı  yeşerecek beklide hiç  biri yeşermeyecek.  Ama hiç  kimse demesin ki   ‘’fidan diktiler de ne oldu bak kurudu’’
Sözde Bozkır aşığı  olan artistler hele hiç  açmasın ağızlarını.  Kalemlerinden akan mürekkebin hakkını  veremeyen sahte Bozkır kalemleri yazmasın Hüseyin DUMRU nun bu sitemini…
Çok mu zordu gelip iki çukur kazmak,  ona gücü  yetmeyene 1 kg lık fidanları  taşımak…

Yakışmadı  ağalar.  Tepenin bir başında çalışan gençlere bir ‘’Kolay gelsin’’  diyeceği yerde alaycı  sözler sarfedip,  Asar tepeye bakarak göbeğini kaşıyan ağalar sizden de Allah razı  olsun.  Ne diyelim.  Hepinizden Allah razı  olsun.
Hüseyin DUMRU
11-04-2011